Orangutan ile hastane röportajı

Röportaj- Orangutanlar on beş yaşlarında doğurmaya başlar ve neredeyse her 8 yılda bir yavru dünyaya getirir. Bu bakımdan hayvanlar alemine en fazla 4 yeni yavru katılır.

Orangutan aileleri yeni bir yavrunun dünyaya gelmesine pek sevinirler. Tüm aile bireyleri, yavruyu el bebek gül bebek büyütmek için ellerinden geleni yaparlar. Yavru, annesiyle birlikte gezintilere bile çıkar. İşte şimdi böyle bir gezide annesinin kucağından düşüp, kendisini Orangutan Hastanesi'nde bulan bir orangutan ile yaptığımız söyleşi geliyor.

Babacool kardeş, yaşadığınız yerdeki ağaçları seviyor muydunuz?


Ağaçların doğal güzelliklerimizden biri olduğunu herkes bilir. Hem sonra onlar sağlığımız için de önemlidir. Eğer ağaç olmasaydı temiz havayı soluyamazdık. Ciğerlerimize çektiğimiz havayı ağaçlar verir. Yeteri kadar ağaç dikilmesi gerekirken varolan ağaçlar hep kesiliyordu. İnsanların içlerinde ağaç sevgisi hiç yoktu. Yaşadığımız ormanda oyun oynamak için işe yarar ağaçlar yok ediliyordu. Kendi yuvamızda bizleri evsiz bırakıyorlardı.


Peki yeni yuvanızdan memnun musunuz?


Elbette. Burada bizlere bebekler gibi bakılıyor. Altlarımızdaki bebek bezleriyle ve biberonlarımızla pek mutluyuz. Sağlığımız için ateşlerimiz, tansiyonumuz durmadan ölçülüyor. Biraz korksam da, bütün aşılarımızı sırasıyla oluyoruz. Sonra her sabah kilolarımız ölçülüyor.


Anneleri tarafından terk edilen arkadaşlarınız var mı?


Şimdi isim vermek istemiyorum ama sahiden var. (Tabi sayıları da fazla.) Ama buna rağmen yaşama sımsıkı bağlanmış durumdalar. Hastanedeki hemşireler hepsi için annelik yapıyor zaten. Belki annelerimizden göremeyeceğimiz şefkat görüyoruzdur, bilemeyiz.

Her sabah mikropları öldürücü özelliğe sahip suyla yıkanmak zor değil mi?

Bizim yerimize bu sıkıntıyı mikroplar yaşıyor olmalı! Biz pek memnunuz.