Bilmece:Düşen yavru kedi sakatlanır mı?

İşte size bilimsel, hayvanlarla ilgili bilmece. Bütün yavru kediler, tırnaklarını sivriltip ortalıklarda dolaştıklarına göre, onları kullanmak için pek sabırsızdırlar. Gözlerini kestirdikleri ağaçlara, tepelere miyavlayarak usul usul tırmanıp dururlar. Aşağı düşmeyi ve annelerinden azar işitmeyi bile göze aldıklarına göre, bildikleri bir numara var demek ki! Acaba bu ne olabilir?



Düşmekte olan sevimli yavruların davranışı bir paraşütle atlayanlarınkinden farksızdır. Paraşütle atlayanlar havada kollarını ve bacaklarını açarak havayla temas eden alanlarını artırır. Böylelikle düştükçe hızları azalmaya başlar. Peki yavru kediler bunu nasıl başarır? Tamam bilmecenin cevabını veriyoruz.

Kediler düşerken bacaklarını şemsiye gibi açarak yüzey hacmini genişletirler. İşte tam da bu sırada düşme hızları düşmeye başlar. Yere çarpış sırasında da etki vücudun bütünü üzerine yayılmış olur, bu da kediyi tekrar hayata bağlar.

Kopya deve incaz ile özel röportaj

Dubai'de bir dna mucizesi daha gerçekleşti. Tek hörgüçlü develerin süt üretmek ve deve yarışlarında akla geldiğini söyleyen sevimli hayvan İncaz, kopya deve olsa bile kendisini çöllerde benzersiz hissediyormuş.


Benzersiz olmak ister miydiniz?

Çöllerin üzerinde yaşayan bidolu deve var. Hepsinin de diğerlerinden ayıran özellikleri elbette vardır. Hörgüç sayısı, tüylerinin rengi, toynaklarının büyüklüğü farklı. Hepimiz, tümüyle benzersiziz, evrende tekiz. Bizi diğer develerden farklı kılan bu özelliklerimizin gizemiyse, genlerimizde saklı. Keşke benim de genlerim farklı olsaydı diye düşündüğüm oluyor, elbette. Yani tam manasıyla başkasına benzemek istemezdim.


Dünya’ya gelir gelmez bu kadar meşhur olmak sizi korkutuyor mu?

Meşhur olmak çok yorucu. Sürekli kameralara poz vermeler, bitmek tükenmek bilmeyen röportaj teklifler, imza almak isteyen hayranlar… Hepsi gözümü korkutuyor. Ama biraz büyüyünce hatırlanmayacağım çünkü, ileride kopya deve değil asıl deve konuşulacak.


Sizin de kopyanızın yapılmasına izin verir misiniz?

Tek hörgüçlü develere çöllerde daha fazla rastlamak hoşuma gidiyor. Bizi diğerlerinden ayıracak bir sürü özelliğimiz var. Bunların yok olmasını istemem. Bu yüzden gözü kapalı kabul ederim.


Kopya olmasaydınız, annenize mi benzemek isterdiniz, babanıza mı?

Bırakın bu çocukça soruları. Büyümek istiyorum artık ben.


Deve yarışları için çalışmalar yapmaya başladınız mı?

Evet. Şimdi düzenli ve dengeli beslenme programımı uygulamaya başladım. İleride antrenmanlarım olacakmış. Gelecekten umutluyum. Şu videodaki develer kadar sporla ilgili olmak istiyorum.




Yarışta şansınızın olduğunu düşünüyor musunuz?
Rüyamda bile görmüştüm. Bu dünyanın “en hızlı koşan ilk kopya devesi” oluyordum. Hayırdır inşallah. Ağlamak istiyorum, sayın seyirciler!

Peki sizce gerçekten develer ağlar mı?

Doğanın Bahçıvan Robotu


Yeni geliştirilen doğa dostu bahçıvan robot, saksıları sulamayı ve tohumlar ekmeyi pek seviyor. Yeni başladığı iş hayatını robot öğretmene anlatıyor. Yazdığı mektup işte burada.


Sevgili Robot Öğretmen

Saya, sana söylemiştim, büyük şehirler iyi gelmiyor bana. Sen de bilirsin, kapkaranlık sokaklarım oluyor, kirli havalarla gözlerim kapanıyor, yorgunluktan ölü gibi gelip pilimi şarj ediyorum. Sonra uyuyordum. İyi ki rüyalar görüyordum. Yeşil mi yeşil rüyalar. Derken, mis kokulu güzel çiçekler. Durup dururken, uçuşan kelebeklerin peşine düşüyordum. Yakalayamadan uyanıyordum.

Şimdi büyük şehirlerden çok uzaktayım, bir bahçedeyim. Fidanlar yükseliyor bulutlara ve yapraklar sallanıyor yumuşak bir tempoyla. Onların söylediği şiirle uyuyorum. Doğa işte şimdi güzel bir etki yapıyor üzerimde.

Bahçıvan olduğuma göre doğal koşullara geri dönüş yapıyorum. En güzel şarkıları söylüyor bugün kuşlar. İlk işim bir ağaç ile anlaşıp onlara yuva yapmak olsun.

Canım robot öğretmenim, derslerden fırsat bulursan birgün seni bahçeme beklerim. Unutma sen benim ilk öğretmenimsin. Mutlaka gel!

Sevgilerle,

Evcil Köpeklere Bebek Bezi

Bakın evcil köpekler günlük yazılar yazıyor! Üstelik, bebek bezleri giyip cesur pozlar veriyor. Çevre kirliliği konusunda bazı belediye başkanlarından bile duyarlı oldukları kesin! Evet, "köpeğiniz ortalığa etmesin!" sloganı her yeri sarmalı.


Sevgili Günlük,

Bu neredeyse dördüncü köpek dolaştırıcısı. Hepsi de zihnimi karıştırır. Biz mi onları gezdiriyoruz, yoksa onlar mı bizi? Bak, yine kafama takıldı bu soru! Aklımın içinde dolaşıyor hep. Parklarda dolaştığımız gibi.

Ne yazık ki, yeni dolaştırıcım bu derdime bir çare bulmadı. Onun derdi başka olmalı. Çevre temizliğine hayli önem veriyor. Beni olmadık yerlerde durdurup çöpleri topluyor. Yanında sürekli poşet bulunduruyor. Poşet olmadığı zamanlarda ceplerini kullanıyor. Çöpçü olmadığı için üzülüyor olmalı. Bense buna seviniyorum, yanımda olduğu için. Geçtiğimiz her yere temizlik ve tazelik bırakıyoruz.

Sevgili günlük, bakıcımın temizlik merakı çok geçmeden beni de sardı. Bundan ötürü, bugünden itibaren ben bebek bezi sarıyorum. Evet dalga geçme sakın! Yukarıda gördüğün gibi halimden memnunum. Bu halimle televizyonlara çıkmayı bile kabul ederim. Kameralara el sallarım, objektiflere poz veririm. İyi ki benim bakıcım çevreci. Keşke fotoğrafta o da yer alsaydı. Ama tam da o sırada yere çöp atanları kovalıyordu. Ben de rahatsız etmek istemedim.


EMİCİ BEBEK BEZİ BİLİMİ

Fabrikalarda bebek bezine küçük bir miktar polimer koyarak, onları emici yaparlar. İnanmıyorsanız, bebek bezini parçalara ayırın bakın! Kumaş katmanları arasına polimer sıkışmıştır ve daha sonra kumaşı plastik ile kaplamışlardır. Sızıntı kumaştan geçer ve polimer tarafından emilir. Plastik kaplama hemen bu akıntıyı önler.

[*]Peki bebek bezleri neden sızdırır? Bunu günlüğü yazan köpeğe sorduk bilemedi. Bakalım siz bilecek misiniz?

Çocuklar için dizüstü bilgisayarlar


Çocukların teknolojiye olan meraklarını herkes kabul edebilir. Çocuklara bilgisayar kullanımını yasaklamak yerine, dozajında ve etkili kullanma alışkanlığını kazanmasında yardımcı olmak gerekiyor. Onların gönül rahatlığıyla son teknolojiyi kullanabilmesi için bilgisayar firmaları da boş durmuyor. İşte size birkaç dizüstü bilgisayar...

Japonların dizüstü bilgisayar konusunda çocukları bile düşündüğü doğru! Mesela Bandai Bilgisayar, çocuklar için notebook tasarlamışlar. Ebatları ve renklerini görenler oyuncak zannetmesin sakın!

Bilgisayarın masaüstünde bizlere yardımcı olacak çizgi film karakterleri bizleri selamlıyor. 20 GB sabit disk, 1 GB RAM, WiFi, bir web kamerası bulunuyor. 8,9 inçlik 1024 × 600 çözünürlüklü LCD ekran, İntel Atom N270 (1.60GHz) işlemci.


Her çocuğa dizüstü bilgisayar” adıyla başlatılan proje, ucuz fiyatlarla alınan laptopları çocuklara armağan edip duruyor. En son bu laptoplara Microsoft, xp yükleyerek çocuklara göndermeyi üstlendi. 2010 yılına kadar XO serisiyle çocukları mutlu edecek olan kuruluş, 2010'dan sonra XO-2üretimine başlayacak. XO-2; daha küçük kasa, dokunmatik ekran, xp işletim sistemi, güneş ışığı altında bile görünümü sağlayacak parlaklığa sahip. Sadece 75 dolara büyük kampanya.

Çocukca Facebook Sitesi ve Profilleri

Blog- Gençler ve yetişkinlere facebook var da çocuklara yok mu? Var. İsmi Moşi Canavarları (MoshiMonsters). 7-12 yaş arası çocukları düşünen bir siteden bahsediyoruz. Haliyle eğitim amaçlı olduğunu da söylemek mümkün. Arkadaşlık sitesinde evcil hayvanları konu alan oyunlar ve puzzle gibi eğlenceler yer alıyor. Bu siteye üye olanlar, kendilerine birer 'sevimli canavar' seçiyor ve bu canavar ile şurada burada dolaşıp duruyor. Üyelerin canavarlarını süslemeleri için, sürekli bulmacaları çözmeleri ve benzeri eğitsel etkinliklerde bulunmaları gerekiyor. Bu canavarlar, birbirleriyle internet arkadaşı olabiliyor. Çizgi filmi andıran resimler ile site çocukların ilgisini çekiyor.


Bu blog yazısından sonra bizler de en az Susan Greenfield kadar endişeliyiz. Oxford Üniversitesi’nde çalışan bilim insanı uyarıyor: Arkadaşlık siteleri çocukların beyinlerini etkileyerek daha fazla bencil olmalarına yol açıyor ve dikkatleri azaltıyor. Çocuklar unutmayın! Bu sosyal sitelere alışmadan önce, gerçek arkadaşlarınız ile iletişim kurmasını öğrenmelisiniz.

Sevimli Hayvan Porsuk ile Röportaj

Röportaj- Asya ve Avrupa'nın belirli kısımlarında yaşayan, boyu doksan cm'yi bulabilen, sırtı açık sarımsı-kurşuni, karın kesimi kestanerengi, bacakları ve karnının altı siyah renkli usta bir kazıcı olan porsuk ile yaptığımız kısa bir röportaj. Bakalım sevimli hayvan bizlere neler anlatmış?




Sizlerle konuşmadan önce gözlerimiz hep evinizi aradı. Sahi nerede oturuyorsunuz?

Biz porsuklar genellikle büsbüyük ağaçların altında kalırız. Yuvalarımız olur buralarda. İçinde kuru otlar var hep. Bir de yapraklar. Bütün bunları toplayıp dururuz. Hayır, yorulduğumuzu söyleyemem.


Yuvalarınızın neen birçok girişi var?

Kapımızın üzerinin toprakla örtülmesinden korkuyoruz hep. Bu yüzden neredeyse hergün yeni bir giriş açıp duruyoruz.

Bazen sizleri başka hayvanların yuvalarında görüyoruz. Bir açıklama yapmak ister misiniz?

Fare gibi hayvanların kış uykusuna yatması bizim için bir fırsattır. Gidip buluruz onların yuvasını. Tırnaklarımızla yuvalarına girip onları uykusunda avlarız. Sonra bazılarımız evlerine gitmeyi pek istemezler. Bu yuvaları genişletmeye başlarlar. İşte onlar için yeni yuvaları hazır olmuş olur.



(Çocuklar sizin de Porsuk Bey'e sorularınız varsa, hemen aşağıdaki yorum bölümünü kullanın.)

Sevimli Kediler Hikayesi


Kedilerin tırnakları neden bu kadar uzundur, hiç düşündünüz mü? Öyle, "önüne gelene bir tırmık" gibi bir amaçları yoktur. Kendileri bütün kediler gibi, bulunduğu yeri belirlemeleri gerekir. İşte bu yüzden ağaçların gövdesini tırmalayıp dururlur. Bir nevi imza atıyorlar. Bir de her kedinin imzasının farklı olduğunu düşünüyoruz ya da en azından hayvancıkların yaşlarını tahmin edebiliyoruz. Yavru kedilerin öyle upuzun tırnakları olmadığına göre imzaları daha belirsizdir. Biz bunları tahmin edebildiğimize göre, kediler de tahmin eder diye düşünmekteyiz. En azından Sanem'in sevimli kedisi bunları düşünüyor. İşte size yeni kısa hikaye..


Sanem Sultan ve Sevimli Dansçı Kediler


Öğrencim Sanem Cansen Argun'a...



Sanem Sultan, padişahın biricik kızıydı. Bir dediği iki, hatta üç edilmezdi. Söyledikleri yapılmayınca ağlamaya başlardı. Evet, şimdi de ağlıyordu. Gözlerinden yaşlar boşalıyordu. Kedisi kayıptı. Onu seviyordu, durmadan birlikte oynarlardı. Bakışlarındaki saflığı severdi. Bir de dans etmesini.

Geçenlerde bir mektup aldığını hatırlamıştı birden. Kedisinin evden kaçacağını bir daha geri dönmeyeceği yazılıydı. Son zamanlarda Sanem durmadan kedisini ihmal ediyordu. Bunu biz söylemiyoruz, aynen yazılıydı hepsi. Ama Sanem bütün bu yazılanlara gülüp geçmişti.

Mutlaka ama mutlaka dansçılardan birisi kedisini görmüş olmalıydı. Padişah hemen haber saldı bütün dansçılar toplandı. Sırayla hepsine soruldu. Onlar da yeminler ederek görmediklerini söylemişlerdi.

Bunun üzerine Sanem Sultan, yollara düştü. Az gitti, uz gitti dere tepe düz gitti. Vara vara Şarkılı Orman’a vardı. Yol boyunca kedisinin sevdiği şarkıları tutturdu. Ağaç kavuklarının üzerindeki izleri dikkatle incelemeye başladı. Evet, bu tırmıklar mutlaka kedisine ait olmalıydı. Bunlar aklından geçerken ağaçlar birden kedisi gibi oynamaya başlamaz mı? Kedisinin buralarda bir yerlerde olduğunu biliyordu artık.

Sanem Sultan’da dans ede ede ilerledi. Küçük bir mağara çıktı önüne. Mağaradan söylediği şarkının melodisi geliyordu. Kulağıyla birlikte içeri girdi. Dansçı kedisi oradaydı. Yanında da bidolu kedi vardı. Bu mağara sanki dans okulu gibiydi. Bütün kedilerin üzerinde dans kıyafetleri vardı. Hemen hepsi dans etmeyi bırakmış Sanem’e bakılıyorlardı. Sanem elindeki mektubu tutuyordu. Ağlayarak özür diledi. Bütün kedilere tek tek sarıldı. Hepsiyle birlikte dönüş yolunu tuttular. Yine ağaçlar dans ettiler, kuşlar şarkılar söylediler.

Sanem Sultan, o zamanların ilk Kedi Dans Okulu’nu açtı. İnanmazsanız, gidin dansçı ağaçlara sorun. Size her şeyi anlatırlar.