Bir varmış, bir yokmuş. Zamanın birinde yaşayan ve farelerin düşmanı olan bir Kötü Kedi yaşarmış. Bu Kötü Kedi türlü oyunlarla fareleri yakalar, onların kuyruklarından tutar askılığa asarmış, bıyıklarını tek tek yolup acı çektirirmiş, türlü işkenceler yaparmış. Fareler bunları bilir, deliklerinden hiç çıkamazlarmış. Kötü Kedi peynirleri başka renklere boyarmış, farelere oyun oynar, onları kandırırmış.
Fareler düşünmüşler ve sonunda Süper Fare’yi çağırmaya karar vermişler. Süper Fare uçarak gelmiş ve olanları dinlemiş ve düşünmeye başlamış. Sonra Süper Fare ‘nin aklına güzel bir fikir gelmiş. Bu yüzden, hemen dövmemiş kediyi, çünkü bu çözüm değilmiş. Kötü Kedi ‘nin en iyi numarası olan sahte peynirlerden nasıl kurtulacağını bulmuş.
Fareler düşünmüşler ve sonunda Süper Fare’yi çağırmaya karar vermişler. Süper Fare uçarak gelmiş ve olanları dinlemiş ve düşünmeye başlamış. Sonra Süper Fare ‘nin aklına güzel bir fikir gelmiş. Bu yüzden, hemen dövmemiş kediyi, çünkü bu çözüm değilmiş. Kötü Kedi ‘nin en iyi numarası olan sahte peynirlerden nasıl kurtulacağını bulmuş.
Bütün fareleri bir uçağa bindirmiş ve birlikte hastaneye varmışlar. Sonra, bütün fareler sırayla, gen tedavisi olmuşlar. Artık bütün fareler renkli görebiliyormuş. Hemen, aynı uçakla evlerine dönmüşler. Sonra Süper Fare önde, diğerleri arkada kedinin yanına varmışlar. Sonra peynirin aslında beyaz olmadığını anlamışlar. Kötü Kedi ortaya çıkmış ve hepsine saldırmaya başlamış. Ama Süper Fare bütün gücüyle savaşmış ve kediyi alt etmiş. Kedi yaptıklarına pişman olmuş. Bundan böyle fareler için çalışmaya söz vermiş. İçkiyi sigarayı bırakmış, yeşilay haftasında şiirler söylemiş. Bütün fareler mutlu olmuş, hayata renkli gözlerle bakmış. Süper Fare'nin mesaisi bitmemiş ama, yanına sevgilisini alarak başka görevler için yola çıkmış.