Bir varmış, bir yokmuş. Zamanın birinde Acemi Cadı olarak ortalarda gezinen biri yaşarmış. İşi güçü iş yapmak değilmiş; yerli yersiz sihir yapar, çocukları etkisi altına alırmış. Çocuklar da bu gösterişlere hayran kalır, büyüyünce büyücü olmak isterlermiş.
Bir gün bu Acemi Cadı 'nın canı sıkılmış ve Antarktika’ya ufak bir sihirle varmış. Ve bakmış ki ne görsün, ortalarda etkileyebileceği hiçbir çocuk yokmuş. Oturmuş oracıkta kara kara düşünmeye başlamış. ‘Madem hiç çocuk ben de oturup beklerim.’ demiş.
Gel zaman git zaman, aradan epey yıllar geçmiş. Bir de ne görsün, koskaca buzullar erimeye başlamış. Buzulların altından daha önce hiç görmediği canlılar görmeye başlamış. Hayrete kapılan Acemi Cadı, ‘Bu benim sihirli numaralarımdan daha etkileyici’ demiş. Sonra bu hayvancıkları, sihirli değneği ile oracıkta çocuk yapmış. Ve onlara yeni numaralarını sergilemeye başlamış. Kandıracak yeni çocuklar bulduğu için sevinen Acemi Cadı, çok mutlu olmuş. Ünü her tarafa yayılmış, hatta dizi teklifleri bile almış.
Bir gün bu Acemi Cadı 'nın canı sıkılmış ve Antarktika’ya ufak bir sihirle varmış. Ve bakmış ki ne görsün, ortalarda etkileyebileceği hiçbir çocuk yokmuş. Oturmuş oracıkta kara kara düşünmeye başlamış. ‘Madem hiç çocuk ben de oturup beklerim.’ demiş.
Gel zaman git zaman, aradan epey yıllar geçmiş. Bir de ne görsün, koskaca buzullar erimeye başlamış. Buzulların altından daha önce hiç görmediği canlılar görmeye başlamış. Hayrete kapılan Acemi Cadı, ‘Bu benim sihirli numaralarımdan daha etkileyici’ demiş. Sonra bu hayvancıkları, sihirli değneği ile oracıkta çocuk yapmış. Ve onlara yeni numaralarını sergilemeye başlamış. Kandıracak yeni çocuklar bulduğu için sevinen Acemi Cadı, çok mutlu olmuş. Ünü her tarafa yayılmış, hatta dizi teklifleri bile almış.
(binbir gece bilim ajansı - istanbul)