Efe'nin Bol Vitaminli Havucları

Sevgili tavşanları hastalanan küçük Efe 'nin yaşadığı kısa bir hikaye. Aklı başına gelen çocuk, artık vitamini ve minerali bol havuç yetiştirecekti.

[foto: colorline]

Tavşanların ne zaman acıktıklarını bir tek kendisinin bildiğini sanıyordu, Efe. Onlarla birlikte hayli zaman geçirmişti, çünkü. Çok iyi tanırdı onları. Bir kere tavşanların gözlerine dikkat ederdi, bir de kulaklarına. Bu ikisinden gelen mesajları anlayabilirdi, sanki. İşte bakın, onları görünce yeniden anlamıştı. Karınları zil çalıyor olmalıydı. Cebinde taşıdığı taze havuçları çıkardı ve önlerine bıraktı hemen. Küçücük havuçların birer ziyafet olabileceğini görmek, bugünlük neşesini sağlayabilirdi. Ama tavşanlar ilgilenmediler, hatta şöyle bir bakmadılar bile. Sanki bu çok sevdikleri sebzeyi tanımıyorlardı, nasıl birşey olduğunu unutmuşlardı. İyi ama bu nasıl olabilirdi ki, sabahtan beri ağızlarına bir lokma bile koymamışlardı, midelerinin kazınması lazımdı.


Efe, annesine koştu, belki sebebini o biliyordu. Çabucak annesini buldu ve anlattı. Kırk yıldır tanıdığı bildiği arkadaşlarına ne olmuş olabilirdi? Annesi, gayet sakin bir şekilde, belki hasta olabileceklerini söyledi. Öyle ya, birçok hastalık onların da başındaydı. Mikroplar mesela, onları da rahatsız edebilirdi. Bütün bunlar bir bir anlaşılmıştı. Annesi, tavşan arkadaşlarını yarın veterinere götürecekti. Bugün olmazdı çünkü akşam olmuştu, güneş bile kendi evine gitmişti. Sabah erkenden gitmek daha kolay sayılırdı.


Efe'nin içi rahat etmemişti. Sevimli hayvanların yanından ayrılmıyordu. Onlara bildiği tüm komik numaraları yapmaya başlamıştı. Ama olmuyordu bir türlü, eskisi kadar karşılık vermiyorlardı, kulaklarıyla dans etmeyi bırakmışlardı. Efe'de yorulmuştu zaten, bunları boşverdi. Bunun yerine daha akılcı bir çözüm bulmalıydı. Mesela, onlara kendi şurubundan verebilirdi. Hemen küçük bir kaşık buldu ve biraz şuruptan döktü. Tavşanlara uzattı, ama onlar kabul etmediler, mızmızlandılar. Efe'nin başka bir çözüm bulması lazımdı. Bunun için epey düşündüğünü söyleyebiliriz. Evin içinde dolanıp duruyordu. Eğer böyle yaparsa daha akılcı bir çözüm bulacağını sanıyordu. Ama hayır hala birşey bulamamıştı. En iyisi uyumaktı.


Yatağına uzanmıştı ve uyumaya başlayacaktı. İçi rahat etmemişti ve hasta arkadaşlarını da yanına almıştı. Birlikte uyurlarsa, daha rahat edecekti. Sonunda, uyudu ve derken, sabah oldu. Hemen annesini uyandırdı. Kalkıp gittiler, hayvan hastanesine.

Veteriner Amca çok sevecen ve babacan bir adamdı. Hem Efe'ye, hem de onun arkadaşlarına çok iyi davrandı. Tavşanları muayene etti ve onlarda mineral eksiği olduğunu tespit etti. Efe 'ye de süper havuç yetiştirmesi gerektiğini anlattı. Böylece tavşanlar daha sağlıklı bir yaşama kavuşabilirdi. Efe veterinere söz verdi ve bundan böyle hayvan dostlarına çok iyi bakacaktı. Eskisi gibi birlikte gülüp oynayacaktı.


"Bilim adamları süper havuç üretti" başlıklı haberden esinlenilmiştir.